Random: Sia'nın içimdeki mırıldanışı, Skye Edwards'ın ağız dolusu sözlerini bastırıyo bu gece. "Let's not fight! I'm tired, can we just sleep tonight!?" vs. "I don't need you to talk to me or cast a light on this broken dream." gibi bi durum çıktı ortaya. İkisinin kesiştiği köşede de "Everytime we live together, we die a bit more!" yer ediniverdi kendine.
Fact: Anneden gizli yapılan hepi topu bir dakikalık bi telefon konuşmasının, bardağın dolu kısmını kırmızılar, eflatunlar, sarılar ve turunculara boyayarak görünür hale getirmesi nasıl huzur verici bi durummuş aslında! Ufak şeylerle mutlu olmak ya da Poliyanna ile BFF (Best Friends Forever) laçkalığına bulaşmak değil kesinlikle, öyle olsa evin içinde gördüğüm her örümceği avcumun içinde dışarı bıraktığımda da hissedebilirdim aynı huzuru.
Whatever: Aşkını her gün sigara-kahveyle geçiştirdiğimi sanarken, sigara-kahve aşkının tutkuyu nasıl arttırdığını farkedemedim. Sigara içmeyenler anlayamaz, aslında kahve yalnızdır hep kupasında.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
3 bows:
and this is what you've become: brilliant and poetic.
breathe me. sürekli çalar içimde.
"I'm loving you more and enjoying it less"i bekliyorum ben hala
Post a Comment