I Want Fireworks!

Thursday, December 31, 2009

2009'un 2008'in kıçını çok beter tekmelemesini istemiştim, oldu.
Ve fakat 2010 2009'a iyi davransın, kıyamam.
Süpersonik yllar herkese.

I Heart December

Friday, December 25, 2009

Latest: yarın dersim olduğunu hatırladığım an yapmak istediğim her şeyden vazgeçtim. bkz. hevesin göte kaçması 101.

Objects of Affection

Tuesday, December 15, 2009

Kutlu doğum ayıma girip hali hazırda yarısını tüketmiş olmam nedeniyle oturup afili bir wishlist yapmak gerektiğine karar verdim. Oldukça ani bir karar olduğu için de üzerinde fazla düşünmeden aklıma ilk gelenleri şöyle bir sıralayıp şimdiden hediye derdine düşen kuzucanları az da olsa rahatlatayım dedim;

öncelikle dakkabirgolbir arsızlığın suyunu çıkarıp şu philco pc'yi isteyebilirim
akabinde ilk görüşte aşklara gark olduğum bu Steepletone plakçalarlardan, kırmızı ya da siyah farketmez, biri için bildiğin ağlayabilirim
siyahı daha güzel sanki
e plakçalar alınacak olduktan sonra bilmem kaç zamandır sulanıp bir türlü elime geçiremediğim Radiohead, In Rainbows ultra limited über fantastiş boxset de fena olmaz
en sonunda da biraz makul olmak gerektiğini düşünerek şöyle bir şey isteyebilirim, ki bugün bulamadığım için kafaya taktım. yoksa liste dahilinde aklıma gelmezdi muhtemelen
fini for now
lol/ jk

Yok Title Falan

Thursday, December 10, 2009

Gurubet bi halim var yine bu akşam. Nefis zamanlar geçirdiğimden değil de şahsıma ait nefis ile yaşamakta olduğum yakınlaşmadan sebep sanki bu hal. Bu bağlamda hemen bahsi geçmelidir ki nefis arapça bir kelime imiş ve şu anlamlara gelmekte imiş; ruhi bir şeyin kendisi, akıl, insan bedeni, ceset, kan, azamet, arzu, kötü istekler ve sayir. Şöyle bi bakınca az önce bahsettiğim yakınlaşmayı bunlardan hangisiyle yaşadım bilemedim ve fakat, evet 2 hafta+ süredir ağzıma tek bi sigara bile sürmedim! Kokladım, ama sürmedim. Gün saymayı bıraktığım için pek bi rahatım şu sıra ama it's not all peaches and cream, I know (hayat her zaman günlük ve de güneşlik değil misali). Günün belli saatlerinde geçirdiğim travmaların dışında belli arkadaşlarımı gördüğüm zaman kendimi kontrol edemez hale gelebiliyorum. Olay tam da burda gayet sıçbok bi hal alabiliyor, zira söz konusu arkadaşlarımın hiçbirini kahve kadar kolay hayatımdan çıkarmak mümkün değil. Kaldı ki "yok artık, bi de ebesinin hörekesi!". Hal böyleyken şu sıra egolarımın yönetmekte olduğu diğer bloga daha bi fazla zaman ayırma eğilimindeyim. Hem dumansız kafalar dışında yaşadığım bi haltcan da yok ayrıca. über fantastiş, evet.

In Greenheads

Wednesday, December 02, 2009

Yaseminli yeşil çayımla ve yağsız gevreklerimle ben tekim, oh bebek!
Nasıl bi kafadır bu henüz ayıkabilmiş değilim
ve fakat
içimdeki bu heyecan ve hezeyan fırtınalarından kurtulup
relatively normal
bi moda geçene kadar
bugün kendin için n'aptın sorusuna
sigarayı bıraktım lan! daha ne!
cevabını vereceğim.
mis.

The Break-Up

Tuesday, December 01, 2009

Belirli günler ve haftalar dahilinde kutlanması gereken bi gün daha var artık. Evet, 13 yıllık ilişkimi bitirdim ve tam 1 hafta önce sigarayı bıraktım. Sabahları daha dinç kalkmak ya da mobil haldeyken nefes nefese kalmamak gibi süpersonik bi etkisini gördüğüm falan yok henüz ve fakat çağrışımlarından kurtulmak adına ara verdiğim kahve bebeğim ve küçük bi su aygırı ya da ne bileyim danacan olmamak uğruna yemediğim çukulataları da hesaba katarsak totalde fenafillaha erebileceğimi falan düşünüyorum. Ayrıca, bi süre etrafımda çok sık dolanılmaması gerektiği hususunda şuursuzca espiri yapan herkese pozitif koşullanarak götol.götol.götol demek istiyorum. Hali hazırda gudubetin gurusu olmuş bi adamım, ne gerek var di mi!

Bi de kötü bi alışkanlıktan kurtulmak için yerine başka bi kötü alışkanlık koymak lazım hede-hödösüne inanmaya meylederdim hep şimdiye kadar. Son bi'kaç gündür tavan yapan kırmızı biber tüketimim bu bağlamda sayılmaz heralde?!

Şakacıyım, evet.