Küçükken küçük kalmak istemeyip büyüyünce bi'taraflarımın arşa değeceğini falan düşünürdüm, büyüdükçe büyüyesim gelirdi. My Sweet Sweet 18 dönemlerinde ise meydana gelecek değişikliklerin libido artışı ve sivilce popülasyonunun patlayışından ibaret olacağını nereden bilebilirdim, kifayetsiz kalıverdim ortada dımdızlak - cıscıplak - cascavlak. Şimdi bakınca tek derdim hala büyümek olsa keşke demekten alamıyorum -kendimi- kontrol edemiyorum hatta. Fevri Persona'nın yerini Relatively Calm Sarcastic Persona'ya devrediş sürecindeki sancıları ise unutmuşa benziyorum şimdilerde. Kendi çemberimde neyi değiştirirsem değiştireyim hayatım boyunca anlam veremeyeceğim pek çok şey sabit kalacak yerinde onu gördüm/ görmezden gelirken gözüme gözüme soktum sonunda. Ben büyürken benden büyüklerin 0-6 yaş tavırlarına kaba etlerimi ayırarak gülmeye de alışmaya başladım. Şu an kendimi her ne kadar günah çıkarır vaziyette hissetsem de, yaptığım intikam planlarının en nihayetinde masum birer kelebeğe dönüşeceğini biliyorum.
Tüm imla kurallarına da uyuyorum yazılı anlatım esnasında. Gözlüklerimi taktım, gömleğimin düğmelerini boynuma kadar ilikleyip saçlarımı da yana yapıştırdıktan sonra siyah üç bantlarımı giyerek saldım kendimi sokağa. Yolda yürüyen kimsenin dönüp bakmayacağı ve hatta fark bile etmeyeceği bir kişilikken, yüzüme yayılan pis gülümseme daha da anlam kazanıyor aslında. Kıyafetlerimin altında sakladığım kocaman kasap bıçaklarının da yüzümü aydınlattığını hissediyorum, mutluluk bu işte.
no angel came..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 bows:
Post a Comment