"..the sky turns green where I end and you begin."
*let there be no ending or beginning, let there be just us if, at all, possible..
sorular, soru işaretleri, anlamsız kelimeler, yarım kalan ifadeler, kaybolan ünlemler ve işte "in between". not lost in the middle of nowhere, yet trying hard to figure something out over which me has no control, unfortunately.
yukarılara uzanıp almak istediklerimi alamıyorum, canım çok yanıyor. az önce denedim, denemedim aslında, unutup uzandım, içimde bir şeyler yırtıldı sandım, yüzüm buruştu, gözlerim yaşardı..yine de fiziksel acılarla ruhsal acıları karşılaştıracak olsam akan sular duracaktır gayet.
varlığın, var oluşun bir parçasını öğrenen insanların gösterdiği tepkiler karşısında acıyan ruhun çaresizliğine aşkın bile yapabileceği fazla bir şey yoktur, tecrübeyle sabitlenmiştir. nedir bu kadar önemli/aşılmaz ve de anlaşılmaz olan!? kişi aynı kişidir, sittin senedir bağırlara basılan, belki de hayran olunan, dost bilinen, sırdaş tutulandır. her şeyin birkaç saniye içinde alt-üst olmasına izin vermek hangi derdin çaresidir!? durumlar bu kadar menem bir hale getirilip dünyanın sonu hazırlanmalı mıdır? her koşulda "normal" olanı belleyip ufacık bir değişiklikte karalar bağlamak hangi sıraya geçmektedir!? cevap bulmaya çalışılmamalıdır bu sorulara, mantık falan da aranmamalıdır. teoride işler görülebilecek her çözüm pratiğe döküldüğünde tepe-taklak olacaktır, zira insan faktörü işin içine girmiştir.
whatever it takes, sunshine, seriously, whatever it takes..I am so not giving up on you. after all, the.self is used to doing colors in his black&white way..!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 bows:
you'll make it. i know, somehow, you will.
Post a Comment