Günlerdir fik-fik gezen DeSalvo kişisi, artık sevgili bloguna da biraz ilgi göstermesi gerektiğini farketmiş, farketmekle kalmayıp "aşkın ateşi yakarmış ateşi(?).." nidaları eşliğinde, suratında anlamsız bir gülümseme ve körpecik vicudunun üst kısımlarında hafif bir sızıyla oturmuştur yerine...
Yazma eyleminin BU kadar zor olacağı günler de gelecekmiş demek ki! Duygu yoğunluğu doruk noktalarda gezindiği için mi yoksa hastahanede geçirilen günlerin hayat felsefesinde yaptığı gayet önemli değişikliklerden mi bilinmez -ki aslında ziyadesiyle bilinir, neyse- sözceleri seçip tümcelere devriştirmek pek bir akıllara zarar eylem sırasına geçmiş görünmektedir (hem komik hem de devrik bu cümle, çok yorgunum, düzeltemem!) (bkz. kendimle çeliştim yine, akıllara zarar bir eylem sırasına..., pek atılmalıdır tümceden).
Bünyeyi saygıyla selamlamalı an itibariyle, zira saçmalama potansiyeli son derece lezzetli bir kıvama gelmiş bu gece, speaking of which, şu an dinleniyor olmam gerekir! Doktor zoruyla alınan ve pek muhtemel daha da uzatılacak olan 10 (on) günlük raporun hizmet ettiği amaç da budur aslen, dinlenmek, toparlanmak, çabucak iyileşmek vs. ama geliniz ve de görünüz ki bu durumu uygulamaya koymak şu sıra çok ama çooook zor; Aşık mıyız? Evet! Keşkül kişisi (bkz. sevgili sevdicek) dışarılardayken evde kös kös oturmak/ yatmak andavallık olmaz mı!? Hem hepi topu yarım saat bile görüşülse dope-ing etkisi yapar bünyeye, misler gibi vallahi hehe
Olmuşuz, evet..
Zaten sigarayı da bırakmış olan DeSalvo kişisi, göz kapaklarına ve de bedenine çöken ağırlığa daha fazla dayanamayarak "aşkın ateşine dağlar dayanmaz, aşk bir hastalıktır tabip anlamaz.." fısıltıları arasında yavaşça yatağına yönelir..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 bows:
dunno why but i always had a feeling like the typical words of your the.one must be something like these:
"I hide you away from the world you rejected."
Post a Comment