Gözüm dışarda değil, sadece şiş. Boynumun sağdan sola - soldan sağa dönememesinin sebebiyle baldırlarımdaki iç gıcıklayan acının ilişkisineyse odaklanmıyorum bile şu an. Yepyeni bir sayfa açtım, içinden yuvarlanıp uzamış kirli silgi parçaları döküldü yine. Lütfen durun! Öncesinde tek bir çizik bile atılmamış olması gerekirdi o sayfaya. Turuncu ajandaya geçmeye de korkuyorum henüz. Tren garına tekrar gidene kadar bir, bilemedin iki sayfa bir şeyler yazmış olabilirim belki. Tükenmez kalem kullanmayı bir borç bilmeliyim bu durumda?
Dünyayı kurtarıyorum adam!
Hergün hem de.
Müzeyyen Senar'ın hangi şarkısıydı o?
Tekrar çal diye. Daha çok sevişmek için.
Ama bu işte.
Hepsi.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 bows:
Post a Comment