M&M's İsteyen!?

Sunday, April 29, 2007

Sabreden dervişim, muradıma ermişim yahu :D Karın bölgesindeki kelebeklerin bitmek bilmeyen uçuşları hayatı pek daha anlamlı bir hale getirmekte son birkaç gündür. Hani kelebeklerin ömrü çok kısa olurdu? Yalan işte, kuyruklu cinsinden hem de hehe "A" better one beklerken "the.one"ı bulduğunu hisseden bünye; maviler, morlar, yeşiller ve de pembelere bürünerek gökteki kuşak gibi açmıştır gayet!

Sevgilim, kaprisim, *iç görselim..welcome to my universe, Keşkül (^_^)

*hem mesleki hem de kişinin, "you are my mirror" kıvamında, karşısında duran "significant other"a yaptığı bir göndermedir.

P.S. Hospitalization sonrası kısa sürede dönecektir DeSalvo kişisi, stay tuned :p

for what it's worth

Sunday, April 22, 2007

En sona koymayı planladığım "killer" tabir edilen cümle yalnız kalmasın diye 1. tekil olmayı da göze alarak başlıyorum yazmaya. Evet, tek gerçek şahsım bu gece, nedendir bilinmez "ben" olmayı seçiyorum. Yusyuvarlak bir topun içinden aniden fırlıyorum ışıklar saçarak. Süper güçlerim de var ayrıca, istediğim ne varsa yapabilirim sanırım. Her şeyi değiştirmek istiyorum öncelikle. "Her şey" çok genel oldu, evet, o kadar özelleştirmek istiyorum işte hadiseleri. Çıktığım turda, bir köyün içinden geçerken gördüğüm satılık eve hayran kalıp o dakika otobüsten inerek başka hiçbir şeyi düşünmeden evi almak kadar özel mesela. Kimseyi tanımadığım ve tanınmadığım bir yerde yeni bir başlangıç, düşüncesi bile ağızları sulandırır cinsten.

Sonra "been there, done that" demek istiyorum hayatımın her noktasında. Eğer gerçekten "experience wins quality" ise işin özü, mutlaka işe yarayacaktır. Belki de ilk kez 1. tekil olma lütfunda bulunmuşken kendimi de tanımlamalıyım her şekilde;

- Pop-up Persona (açıklanması mümkün olmayan yeni ifade, it just occured to me).
- bilinçli ukala, şımarık müşkülpesent (that's so taboo, evet).
- pure DeSalvo (anlamın hakkı ancak bu kadar verilebilir).
- iflah olmaz romantik, sensible lover.
- running in circles, running over everyone possible.
- just the.popular, not the.whore somehow.
- vinyl-hearted.
- cool on his island.
- deeply loved, effing hated. peculiar that is.
- gerçekçiliği depresiflik gibi göstermek yetenektir, buyrun benim.
- işe wasted gitmek çok eğlencelidir aslında (anlayan anladı).
- last but not least;
- gösteririm ama vermem kişisi olmadığım için göstermem de vermem de, budur.

Tek söylemek istediğim ise şuydu aslında;

Stop seeing the person I am and start seeing the person I could be.

A Sorta Fairytale

~respond to voodoo girl's latest post. Not that I'm obsessed with Tori Amos, but -another- one of the.greatest love videos ever (:


Komper-atif vs. Süper-latif: A New Approach to Gramhar

Wednesday, April 18, 2007

Üstünlük bildiren sıfatlar ile en üstünlük bildiren sıfatların dayanılmaz uyumuna hayran kalmamak elde değildir kesinlikle. Yeni yaklaşımlarla hadiseyi gökkuşağı kıvamına getirmek ise tarif edilmez bir haz verir bünyeye, şöyle ki;

* This is the fuckest thing I have ever heard.
* My state of mind is fucker than your state of mind.

Sorumluluk sahibi makesomebodyreadsomethinger kimseler olarak aslen yapmamız gereken de budur, Ankara - İstanbul karşılaştırması nereye kadar, değil mi?

Sözün özü;

#1. Na-jay-jay, way to go!
#2. Learning grammar is, once again, worth nothing!

thank god for this beautiful view

Tuesday, April 17, 2007

Hayatının belki de en derin ve manalı depresyonundan çıkmış olan DeSalvo kişisi, bağlantısını geri almış olmanın ve isimlendiremeyeceği daha pek çok şeyin heyecanıyla oturur bilgisayarının başına ve yarı histerik bir ruh haliyle başlar tıkır-yazarını şefkatle tıkırdatmaya..

Diyorum ki neden "when it pours, it rains" olmalıdır her daim! Azıcık nefes alabilmelidir bünyeler, bi durunuz yahu!. Life is such a bitch, evet, lakin 3. şahısların durumları daha da çekilmez hale getirmek için gösterdikleri çabaya gereken ilgi ve saygıyla dönmek pek mümkün olmayacaktır bu durumda, korkarım gayet. Konudan konuya sekmek suretiyle ilişkiler bağlamında birkaç leziz laf etmek isterim. Farklı çevrelerden farklı birikimlere sahip insanların farklı arzulara sahip olduğu bir gerçektir, zira bünyeleri coşturup biraraya getir(t)en de bu farklılıkların ta kendisidir kaçınılmaz biçimde. An gelir yaş farkı bile göz ardı edilerek mutlu ve mes'ud olunur, akabinde de fenafillaha erilir. Peki bulunulan statünün farkında olmaksızın takınılan tutumlar nereye kadar çekilebilir itinayla sorarım. Hele ki mevz-u bahis bu tutumlar, oluşumlarla uzaktan ve de yakından allaakası olmayan bünyeleri çığrından çıkarıp sıyıracak kıvama getirdiğinde, kelimeler tüm kifayetini yitirip yerini anlamsız bakışlara bırakacaktır, yine kaçınılmaz biçimde. Ortada bırakınız yumurtayı, fol bile hak getirir durumda iken bir takım triplere girip tavır koymaların falan ne manası olabilir çok merak ederim. Üzerine birde utanmadan bünyenin son bilmem kaç zamandır gayet şükela olduğu ve bu şükelalığın -en yakınlar dahil- kimseler tarafından anlaşılamayacağı belirtilir, kepazeliğe bakınız.

Tüm bu çekmelere/germelere karşın hala "sane" kalabilen bünye ayakta alkışlanmalıdır pek tabii. Hem hayatın anlamı da başka yerlerde aranmalıdır artık, vakti gelmiştir. Bir süredir hararet ile bahis edilen şirket kurulmalı, organizasyonun dibine vurulmalıdır. Sonra İtalya ve ABD'deki şubelerin başına ciğerler geçirilmeli, 8 köşe olup keyif yapılmalıdır gayet. Hayallerin sonu yok ne de olsa. Bünye de hayalleriyle varolurmuş zaten, mis.

An itibariyle söyleyebilecek pek bir şey bırakmıyorum kendime;

"Even the grandest mistake beats the hell out of never trying."

don't bother

Sunday, April 08, 2007

sevgili şey,
msn'de dakika başı saçma-salak wink gönderen kimseler bi kaybolsun mümkünse. kafam kadar öpücükler, efendim kalpler falan, ne gereksiz. içimin de çıkası gelmiş şu saatte, emeği geçen herkes varolsun pek tabii.

sevgili günlük,
günler çok enteresan geçiyor bu ara, yakında guruluk falan gelecek gibi. oturayım birilerinin evinde sabahtan akşama kadar köşe minderi modunda hayatın anlamını anlatayım, üstüne bir de besleyip yıkasınlar beni. şahane!

sevgili ben,
evet, seviyorum seni gayet. bir de başarılarının devamını diliyorum en içten. kendine cici bak.

sevgili sen,
yorumsuz, alt yazılı bir şeyler lazım senin için. deciphering seansları düzenlemeli hatta ama kurgulamamalı hiçbir şey. yanar-döner, loser-poser bir şeyler oldu gibi sanki son zamanlarda, hayırlısı diyoruz gayet. "A" better one, do come in and have a seat, please. o olacak sonunda.

sevgili o,
kim ki o? yok öyle biri, neymiş?

sevgili to whom it may concern,
dün busa yumurta attılar. öncesinde de "full dolu" bus içerisinde 1-2 adım daha atmamızı isteyen şoföre "göt göte gidiyoruz ulan, dalga mı geçiyosun akşam akşam" diyerek çemkirmiş bulundum. bustan inince de, yumurta atma eyleminin hemen ardından yumurtanın atıldığı camı açan mal biletçi sayesinde sol omuz başıma yapışan yumurta akını temizlemek zorunda kaldım büfeden ıslak mendil almak suretiyle (yerim böyle cümleyi!).

sevgili aydede,
azıcık uyku gönder bana. sakalın da var hem, ne güzel, muju.


whatever

Friday, April 06, 2007

Özet;

İçimdeki coşkuyla sağ yanımdaki coşkuyu birleştirebilmek istedim tüm gece (bkz. Happy Birthday-ing voodoogirl), başaramadım. Olağanüstü durumlarda bir ermişlik, bir oturmuşluk gelirmiş meğer bünyeye, kendi bile apışıp kalırmış o derece. Evet, modernliğimi yeyiniz gayet!
Ayrıca çökmüş ruh haline eşlik etsin diye bünyeye alkol yüklemesi yapmak da gayet gereksiz bir hareket sırasına geçmiş duyurulur.

Lafı döndürüp dolandırıp tek bir noktaya bağlamak yok bu gece, zira zihnin tamamını aynı nokta işgal etmiş durumda, budur.

Sonuç;

1. Huzurlu ol vudukızım!

2. "hold your breath and count to ten. fall apart. start again."

just a waste of space, me thinks.

Tuesday, April 03, 2007

bored stiff/ bored to death/ born to be bored?/ bored as hell/ bored as crap/ bored as fuck/ fucking bored/ don't go all dirty, effing bored, it should be/ bore my mind out/ bore the hell out of me, even/ boring stuff/ bored stuff/ which is more boring, the.stuff or myself?/ bored on every possible level/ absolutely, positively, unconditionally the.most bored ever/ even this gets boring at times/ when the.self is totally bored of being bored/ let's just enjoy boring/ if possible at all/ bore me to.the moon.!

having typed up each and every boring set of expressions related to self, the.me needs to take a break and move on, or just get over the.self. nonsensical, yes, and that was the.participal form itself stressing that one action was completed right -or not necessarily so right- before the.other. and that was another participal form, omitting the.relative pronoun and adding -ing to the.verb. oh yes, yet another participle haha! such a vicious circle, isn't it. and there comes the.question tag. am I expecting some kinda approval? I'm not. there you go with a short answer. is that what my life solely consists of? don't have the.intention to answer that one, dear! umm, isn't that shortening discourse through omitting the.subject pronoun -and the.auxiliary, as well, sometimes-? definitely. have you noticed me using "usually" at the.very of the.sentence. that happens, yes. amazing huh? mmhmm. do you not have anything better to do, like right now? as soon as I get up in the.morning, I'll delete this post, I'm guessing. such a grammar freak, you are. nope, I'm not a grammar person, whatsoever. speaking of whatsoever, it somehow turned out to be one of my fave words ever. too many things turned out to be -inevitably- too many some other things of me, though. that's no news. not amusing, either. what are you like, then? you don't get to ask me that question! don't treat me like a second person. I'm more than a pronoun anyways. and you'll be seeing more of me soon. can't wait, literally. you're being hard to follow, by the.way. much love, buh-bye!

Exit 75

no.ne

Monday, April 02, 2007

etrafımda
beni de istemediğim
bir gece.
bu defa kim sobeledi
seni?
.

"oynamıyorum artık.."

april fool's day.

Sunday, April 01, 2007

blog-sal açıdan önemi bilinmemekle birlikte, DeSalvo-sal açıdan önemi büyük olmalıdır mevz-u bahis tarihin. yes, I have been teaching English for 364 days & 6 hours. sulu ve de zırtlak bir gönderiden şiddetle kaçınma eğilimindedir bünye, zaten gönderinin de suyunu çıkarıp fenafillaha ermiştir. cidden bak, güzel bişii buşii! acısıyla-tatlısıyla geçen günlerin analizini yapmalı mıdır ki? her gün için farklı bir gönderi mesela? şöyle detaylısından? ya da yazma işine hemen şu saniye son verip yorganın altına mı saklanmalıdır? evet, saklanmalıdır ve çıkmamalıdır bir daha. aşkı kıskanmak ile aşka aşık olmak olgularını derinden incelemek gerektiğine inanıyorum artık. kendimden de nefret ettim an itibariyle, neden ki!

-git artık DeSalvo!
*bitti zaten, kına yak!