2 günde toplam 2 sigara, direksiyon başında yutulan kilometreler, hiç olmayacak otoban hikayeleri ve kaybolmayan/ kaybedilemeyen/ şaşırtmayan ben yine buralarda, başka bir şehirde ama hala orada, tüm efsanelerden uzak..eskinin pusu içinde sağı-solu silip havayı dövüyorum ellerimi sallayarak..delice. Kolay anlaşılsın, kendime büründüm sımsıkı. Battaniye gibi kapladım dört duvarımı. Sıcak geçirmez buzz gibi bir deriyim artık kendi etrafımda.
Çıplak topuklar yere vururken hangi tahtanın çıtırtısı vücut hatlarını bu kadar ortaya çıkarabilir! Tam karşımda durduğu yerde görmezden geldiğim, "don't tell me a woman did this to you.." sana mı ithaf edilmiş dünyanın öbür ucundan? Sen kimsin hem? Sabah kalktığımda söylediğim şarkı ne kadar ironikse, gözlerimi yeniden kapadığımda annemin yanıma gelip sarılması o kadar gerçekti. 26 yıl sonra bugün yine annem olsun yanımda..hep şımartsın, huzur yumağı yapsın.
3. sigara vakti geldi. Herkese benden birer şişe Vincent, dönene kadar idare etmelik.
İçime böyle bi mutluluk, bi huzur, bi bi'şey doldu 2 gündür. Dün aldığım takdir belgesi (şeklini, şemalini her şeyini ben ayarladım ama başkası verdi) ve öncesinde giriştiğim ilişik kesme hadiselerinin bu duruma katkısı göz ardı edilemez bittabi. Şimdi sırada minik tefek (!) bi tatil ve sonrasında da I'm putting my life back on track bağlamında yapılacak bi yığın iş/değişiklik/vs. beni bekler durumda, şimdiden bi to-do list yapmaya başlamalı en güzelinden.
Ben bir sevgi kelebeğiyim. Zaafsız, önyargısız, kin-geçirmez/tutmaz bir yapıya sahibim. İnsanı insan olduğu için sever, ne olursa olsun "gel!" diye bağırırım. Kinayeyle işim olmaz, her şeyi doğrudan söyler, insanlara 2 kelime edip karşılığında 15 dakika konuşmak zorunda bırakmam -uuuu öyle tipler de mi vaaar! ne fena!-. Demem o ki, hala vakit varken değerlendirin bu fırsatı ahaha
See ya'll soonish beybies..