oh shit, I have sinned again!

Wednesday, September 26, 2007

Eve dönüş yolunda çarpmak suretiyle ölümüne sebep olduğum -2'si çift olmak üzere- 5 kelebek ve -türünü bilemediğim- 1 kuş için çok üzgünüm. Kendimi seri katil gibi hissetmem gerekir mi bilemiyorum an itibariyle.

O değil de şöyle bi'şi var:

Antalya; ohsbir (31) olsan çekilmezsin!
Ankara; home the.sweetest! jadoğr, bebek!

off-topic

Thursday, September 13, 2007

Paranoyak ruh halinin bünyeyi çok ama çok yalnız hissettirmesini engellemenin bi yolu yok gibi, gotta love mood swings! Tesadüf diye bi'şey de yok ayrıca, hayatta her şey bi amaç uğruna gerçekleşir, işaretler de yol gösterir. İşaretler içinden çıkılmaz bi hal aldığı zamanlarda da yukarıda mood swings olarak bahsi geçen hadise vuku bulur, evlere şenlik ne diyeyim.

Geçtiğim her yere bi uyarı tabelası koyayım en iyisi, ekmek kırıntıları gibi olsun ama herkes takip edemesin, büyüsü bozulmasın. Yolun sonunda da maviler, morlar, yeşiller, pembeler içinde bi krallık çıksın ortaya, sadece happily-ever-after persona'lar yaşayabilsin orda; kimse kimsenin kalbini kıramasın, herkesin EN büyük derdi fazla huzurlu yaşamak olsun. Hikaye gibi hatta masal gibi görünsün her şey ama gerçekçiliğini hiç yitirmesin, renkleri solmasın. Müzikal bi hayat olsun aynı zamanda ama hüzünlü şarkıları dinleyemesin kimse, kalp atışlarıyla müziğin ritmi uyumlu olsun her zaman. Rüyanın sonu hiç gelmesin..affedildiniz hepiniz.

Irish Nut Cream diye bi'şey yok canım benim!

Tuesday, September 11, 2007

Ağzımı şapırdata şapırdata domuz eti yedim İrlanda'da, artık cehennemde cayır-cuyur yanmak için ikinci bi nedenim daha var.

21.5 saatlik yolculuktan bahis etmek gayet gereksiz olacaktır an itibariyle..ki canım hiçbi'şey yazmak istemiyo. Praaaaaaaaaaaag seni seviyorum, budur!

İlk günün ilk sabahında halet-i ruhiyemi kendi kendime şu şekilde özetledim Riverside Theatre önlerinde; Smoking in Ireland is orgasm. O nasıl bi huzur, nasıl bi hoşluk ifade etmek kat'a mümkün değil. Hep derdim çoook büyük bi değişikliğe ihtiyacım var toparlanmak için diye, öyleymiş gerçekten. Lakin insan kişisi bi süre sonra kaosu özler oluyo Coleraine cinahlarında, her yer yeşil her yer sessiz nereye kadar, buldumcuk olmanın farklı bi versiyonu sanırım bu da.

Adaptasyon sıkıntısı çekmemenin faideleri say say bitmez bu bağlamda. Sözde İngilizce konuşan ve ne dediği zütsen anlaşılmayan Irish kimselere yol bile tarif etmiş olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım ziyadesiyle. Diğer taraftan da, şahsıma -Türkiye'yi kastederek- Is it far away? sorusunu yönelten taksi şoförüne bön bön bakmak suretiyle sorusunu 3 kez tekrarlatmanın acı veren ağırlığı çöküp kaldı omuzlarıma (bkz. hay senin aksaanını skim adam).

Taksiyle Coleraine'e giderken yanımıza şemsiye alıp almadığımızı soran yabancı bi takım akademisyenlere verdiğim cevap ile literatüre soktuğum atasözünü de unutmamalı: I never do the umbrella thing. Using umbrellas is denying mother nature.

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket
DeSalvo & Wykka mutfak sefasında "kendi kaavemizi kendimiz yaparız tey-tey-tey"

O değilde oralara kadar gitmişken bi hatıra bi iz felan bi'şey bırakmak ister oluyo insan, ağaçların üstüne isminin baş harflerini kazımak gibi mesela euaheah benim yerime başka biri yapmış zaten, dumurlara gark oldu bünye;

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket
TD :: Tyra DeSalvo (ne tatlı)

Bu arada, International facts başlığı altında incelenmesi gereken bazı çok önemli konular var:

- öğrenci dediğin her yerde öğrencidir, dünyanın teee öbür uçlarından gelen örtmen/ kokutman vs. ile yapılan konuşmaların 2. dakikasında emin olduk, bizimkiler yine zekiymiş dedik helal olsun.

- akademisyen dediğin de her yerde akademisyenmiş, bi mallık-bi otluk-bi sıkıcılık aman allaam!! hayat bu kadar ciddiye alınacak bi'şey değil, get an effing life diyesim geldi hepine ve de topuna, bi de dans etmemeliler kesinlikle - hele Irish olanına asla bulaşmamalılar gülmekten işedik zira. Jump, kick, one-two-three, evet.

-üniversiteli takımı da hemen hemen aynı kafada, özellikle de bizimkilerle. kampüs içinde dolanırken birden "olm Professional Widow'un sözlerini give me peace, love and a hard Irish cock olarak değiştirmek istedim.." dedim Wykka'ya ve takriben 30-40 saniye sonra kaldırımın üzerinde aşağıdaki resmi gördük (poz tamamen doğal, kasıtlı yapılmış bi'şey değil - hı.hı!);

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket

Daha anlatacak çok şey var elbet, lakin daha önce de belirttiğim gibi canım hiçbi'şey yazmak istemiyo (maşalla!). Suyunu çıkarmadan bi resim daha gösterip kaçayım gideyim..killer olsun, mis olsun..

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket
Bryan beni diskoya götüüür!!







I want a *Saab on my way to Ireland

Sunday, September 02, 2007

Bugünkü salon başkanlığı sırasında yine çok sıkıldı zavallı canım ve yine kıreatif persona oluverdi bi anda. Bi'şey çizemem aslında, o yüzden bi'şey çizemeyen kimseleri anlamayan kimseye ifhaf edeyim bu şahen çizimimi (saatlerce bakıp anlam çıkarmaya çalışmayın, yok anlamı felan).

Photo Sharing and Video Hosting at Photobucket

Yarın gece İstanbul, gecenin sabahı Prag, sonra Manchester, sonra Belfast ve en sonra Londonderry felan. Zıkkımı çıkmış kimseler olarak fenafillaha ericez ya da nirvanaya ulaşıcaz bariz, çok durmayalım ama, üstümüz ince malum *wink*

*

Edit felan: an itibariyle öğrendim ki birilerini mimlemem gerekiyomuş, hal-i hazırda resim varken; wykka-jan & vudu-jan mimlendiniz pepikler :m