With all the alcohol running in my veins and the coffee serving me the smallest yet most delicious sip ever and the smoke hurting my inside out, I feel the change, the inevitable and the misery that has missed me most. I am home, alone!
Kutlu dönüş hafta(sonu)nda nihayete erdi. Başlamak istemediğim şeylere yeniden başlamak zorunda olmam ya da özlemediğim dinamiklere bir kez daha boğulmam kivili şarap içmekten daha çok sıkmıyor canımı. Mükemmelliğim detaylarımda gizli sanki; mükemmel bir adam olduğum için değil, tam tersine kimseye görünmeden içten içe bölünerek çoğaldığım için. Saplantılı olduğum ne varsa aynı, hatta aynı şarkıyı 20 kez arka arkaya dinleyip 21.de de aynı zevki alabiliyorum. Tek yapmam gereken sürekli alternatif(ler) yaratmak; alternatif bir hayat, alternatif eğlence anlayışı, alternatif sosyalleşme modları ve alternatif kişilikler, nam-ı diğer içten içe bölünerek çoğalma ve mümkün olan en mükemmeli yakalama. Bu baş ağrısıyla daha fazla uzatmaya niyetim yok, olmamalı. Yazmaya başlarkenki amacım da kendimle yüzleşmek değil kutlu dönüş haftasının en detaylı bir özetini vermekti zaten. Belki sonra.
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 bows:
Post a Comment