give me myself again

Sunday, January 13, 2008

Durum, göndermeli başlığın yarattığı izlenim kadar kötü değil aslında. İstiklal'de bi kafedeyim mesela şu an, yanımda da kahvem sigaram falan. 2 gündür de fik-fik geziyorum ayrıca. İnsan ve medeniyete duyulan özlemin dayanılmaz boyutlara ulaştığı bi anda nizamiyeden yürüyerek çıkmak, ağır soğuk algınlığı sırasında alınan en kuvvetli antibiyotiklerden daha hayat kurtarıcı ve de rahatlatıcı bi'şeymiş, arz ederim.

Yorgunluk, üşüme ve ağrı/acı anlayışlarımın tamamen değiştiği de genel-geçer bi gerçek haline geldi. Dizlerimdeki çürükler ve parçalanmış ellerimin yarattığı muhteşem kombinasyonu sizlere de göstermek isterdim ama birliğe kamera sokamıyoruz bildiğiniz üzre. Komandonun yandan yemiş haliydim, onbaşı oldum; yemin ettim usta asker oldum ve çok yakında da çavuşluk mertebesine erişme durumu kuvvetle muhtemel ama kimin umrunda!! Yarın itibariyle de komutanlara ders verme durumları başlayacak, Star Wars ziyadesiyle; adamların rütbelerine alışıncaya kadar kimseye selam veremedim, zira omuzlarındaki çizik ve yıldız şeylerini farkedip seçene kadar geçip gitmiş oluyolardı. Neyse işte, İstiklal'e dönüş zamanıdır tutmayın beni! En kısa zamanda daha ayrıntılı bi up-to-date gönderi ile kucaklayacağım sizleri..

I salute to you commander and I sneeze; cause I have now an allergy to your policies, it seems.

2 bows:

Başak Ağın said...

:hug:

voodoo girl said...

sık dişini na-jay-jay'le gelip sigarana da kahvene de istiklal'deki cafene de ortak olcaz şubatın şu an kesinleştirilemeyen bir tarihi itibarı ile =)