Ağzımı şapırdata şapırdata domuz eti yedim İrlanda'da, artık cehennemde cayır-cuyur yanmak için ikinci bi nedenim daha var.
21.5 saatlik yolculuktan bahis etmek gayet gereksiz olacaktır an itibariyle..ki canım hiçbi'şey yazmak istemiyo. Praaaaaaaaaaaag seni seviyorum, budur!
İlk günün ilk sabahında halet-i ruhiyemi kendi kendime şu şekilde özetledim Riverside Theatre önlerinde; Smoking in Ireland is orgasm. O nasıl bi huzur, nasıl bi hoşluk ifade etmek kat'a mümkün değil. Hep derdim çoook büyük bi değişikliğe ihtiyacım var toparlanmak için diye, öyleymiş gerçekten. Lakin insan kişisi bi süre sonra kaosu özler oluyo Coleraine cinahlarında, her yer yeşil her yer sessiz nereye kadar, buldumcuk olmanın farklı bi versiyonu sanırım bu da.
Adaptasyon sıkıntısı çekmemenin faideleri say say bitmez bu bağlamda. Sözde İngilizce konuşan ve ne dediği zütsen anlaşılmayan Irish kimselere yol bile tarif etmiş olmanın dayanılmaz hafifliğini yaşadım ziyadesiyle. Diğer taraftan da, şahsıma -Türkiye'yi kastederek- Is it far away? sorusunu yönelten taksi şoförüne bön bön bakmak suretiyle sorusunu 3 kez tekrarlatmanın acı veren ağırlığı çöküp kaldı omuzlarıma (bkz. hay senin aksaanını skim adam).
Taksiyle Coleraine'e giderken yanımıza şemsiye alıp almadığımızı soran yabancı bi takım akademisyenlere verdiğim cevap ile literatüre soktuğum atasözünü de unutmamalı: I never do the umbrella thing. Using umbrellas is denying mother nature.
DeSalvo & Wykka mutfak sefasında "kendi kaavemizi kendimiz yaparız tey-tey-tey"
TD :: Tyra DeSalvo (ne tatlı)
- öğrenci dediğin her yerde öğrencidir, dünyanın teee öbür uçlarından gelen örtmen/ kokutman vs. ile yapılan konuşmaların 2. dakikasında emin olduk, bizimkiler yine zekiymiş dedik helal olsun.
- akademisyen dediğin de her yerde akademisyenmiş, bi mallık-bi otluk-bi sıkıcılık aman allaam!! hayat bu kadar ciddiye alınacak bi'şey değil, get an effing life diyesim geldi hepine ve de topuna, bi de dans etmemeliler kesinlikle - hele Irish olanına asla bulaşmamalılar gülmekten işedik zira. Jump, kick, one-two-three, evet.
-üniversiteli takımı da hemen hemen aynı kafada, özellikle de bizimkilerle. kampüs içinde dolanırken birden "olm Professional Widow'un sözlerini give me peace, love and a hard Irish cock olarak değiştirmek istedim.." dedim Wykka'ya ve takriben 30-40 saniye sonra kaldırımın üzerinde aşağıdaki resmi gördük (poz tamamen doğal, kasıtlı yapılmış bi'şey değil - hı.hı!);
2 bows:
happy days :@)
Hubaaa, oş geldiiiin. Ne muntazammış, buradan okuyunca çok eğlenceliymiş hatta.
Post a Comment