Hayatının belki de en derin ve manalı depresyonundan çıkmış olan DeSalvo kişisi, bağlantısını geri almış olmanın ve isimlendiremeyeceği daha pek çok şeyin heyecanıyla oturur bilgisayarının başına ve yarı histerik bir ruh haliyle başlar tıkır-yazarını şefkatle tıkırdatmaya..
Diyorum ki neden "when it pours, it rains" olmalıdır her daim! Azıcık nefes alabilmelidir bünyeler, bi durunuz yahu!. Life is such a bitch, evet, lakin 3. şahısların durumları daha da çekilmez hale getirmek için gösterdikleri çabaya gereken ilgi ve saygıyla dönmek pek mümkün olmayacaktır bu durumda, korkarım gayet. Konudan konuya sekmek suretiyle ilişkiler bağlamında birkaç leziz laf etmek isterim. Farklı çevrelerden farklı birikimlere sahip insanların farklı arzulara sahip olduğu bir gerçektir, zira bünyeleri coşturup biraraya getir(t)en de bu farklılıkların ta kendisidir kaçınılmaz biçimde. An gelir yaş farkı bile göz ardı edilerek mutlu ve mes'ud olunur, akabinde de fenafillaha erilir. Peki bulunulan statünün farkında olmaksızın takınılan tutumlar nereye kadar çekilebilir itinayla sorarım. Hele ki mevz-u bahis bu tutumlar, oluşumlarla uzaktan ve de yakından allaakası olmayan bünyeleri çığrından çıkarıp sıyıracak kıvama getirdiğinde, kelimeler tüm kifayetini yitirip yerini anlamsız bakışlara bırakacaktır, yine kaçınılmaz biçimde. Ortada bırakınız yumurtayı, fol bile hak getirir durumda iken bir takım triplere girip tavır koymaların falan ne manası olabilir çok merak ederim. Üzerine birde utanmadan bünyenin son bilmem kaç zamandır gayet şükela olduğu ve bu şükelalığın -en yakınlar dahil- kimseler tarafından anlaşılamayacağı belirtilir, kepazeliğe bakınız.
Tüm bu çekmelere/germelere karşın hala "sane" kalabilen bünye ayakta alkışlanmalıdır pek tabii. Hem hayatın anlamı da başka yerlerde aranmalıdır artık, vakti gelmiştir. Bir süredir hararet ile bahis edilen şirket kurulmalı, organizasyonun dibine vurulmalıdır. Sonra İtalya ve ABD'deki şubelerin başına ciğerler geçirilmeli, 8 köşe olup keyif yapılmalıdır gayet. Hayallerin sonu yok ne de olsa. Bünye de hayalleriyle varolurmuş zaten, mis.
An itibariyle söyleyebilecek pek bir şey bırakmıyorum kendime;
"Even the grandest mistake beats the hell out of never trying."
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 bows:
Post a Comment