Here Stands The.He.

Wednesday, February 28, 2007

Noktalar arasından bir nokta seç kendine; en anlamlısı, en huzurlusu, en görkemlisi ve en önemlisi olsun. Söylemin sonuna koymaya kıyamasan da yapacak bir şeyin yok, farkında mısın? Virgüllerin işe yaramaz bu defa, boş yere uzatma istersen..aynen devam.

Kenomeno said it right, to-the-point-ness works perfectly fine sometimes;

"an attractionless situation which could not be pinpointed"

.

Think Pink and Stink?

Tuesday, February 27, 2007

Canım çok sıkılıYOR. O kadar sıkılıYOR ki, me-se-ne de Türkçe karakter kullanmaya başladım, zor oluYORmuş. i ve ü seslilerini alt satırlara atarak, araları boş bırakmak suretiyle tek satırlık hikayeler yazmak istiYORum. Alışkanlıkları basit birer alışkanlık olmaktan çıkarıp hepsine teker teker karakter kazandırarak hikayelerime "kahraman" yaratmak istiYORum. Evet, o kadar sıkıldım. Kahramanlarım süper olmasa da olur, adı üstünde "kahraman"; ne kadar sıradan olabilirler ki!

Sonra, çocuk pornosunun aslen ne olduğunu anlatabilmek (!) için Riçi Riç ve Elmayra ile filim çekmek istiYORum. Vudukızım hal-i hazırda şahaneler şahanesi bir açıklama getirmiş bulunuYOR duruma, olsun, bol örnekle pekiştirmek gerek konuyu.

Gündüz vakti gönderisinin canı daha da sıktığını farketmiş bulunuYORum. Gül cemalimin gül suyuyla yıkandıktan sonra itinayla okunmasını üzerine de bir zahmet üflenmesini istiYORum, üfleyecek kişinin de önemli olduğunu düşünüYORum an itibariyle.

Kahvenin tadı..hmm..şey gibi..tanımlayamıYORum, ama çok kötü hatta berbat, yine de içiYORum. Kahve olsun çamurdan mı olsun yoksa, sevgili DeSalvo?

Toplantı var diye dersleri kabul etmediğim de iyi oldu. Toplantı yokmuş oysa ki. Aklımız nerelerde acaba! Kimler kaçırmış acaba! Şeytan mı almış götürmüş, bulamadan mı getirmemiş acaba!

Tur programı 8 Temmuz'a kadar belirginleşmiş durumda, çıldırtıYOR bünyeyi. En kısa sürede TR de eklenmelidir listeye, aksi takdirde Tori'nin ağzına fare kaçmalıdır. Bak canım, bölüm başkanıyla da konuştum şimdiden, izin verecek ona göre! Hem kaç kişi arabanın arkasından koşup camını falan tıklatmıştır şimdiye kadar? Güzel soru..milyonlarla ifade edilebilir sanırım! O zaman şöyle değiştireyim soruyu, kaç A.C. arabanın arkasından koşup camını falan tıklatmıştır şimdiye kadar? He-heee, bakınız olasılıkları nasıl kaldırdım ortalık yerden, budur.

Gayet dingildek bir düşünce/özet karmanlığının daha sonuna gelmiş bulunuYORuz, bir daha ki sefere daha mantıklı saçmalamak ümidiyle; maviler, yeşiller, morlar, pembeler..

,

nothing >> cool

Monday, February 26, 2007

doğa >> eğilim >> tercih >> oluş >> yanılsama >> zırva >> deli saçması >> kör cehalet >> you name it, I am so freaking out here >> distractions >> back to basics >> what is reality anyway? >> me, myself and I >> bir şeyler eksik >> kalemle çizilse bu kadar olurdu! >> tedirginlik diz boyu >> tüm gece üstüm açık kaldı >> ve hatta duvara yapıştım >> sarıldım sımsıkı >> yorgundun, biliyorum >> kimse bu kadar "tatlı" horlayamaz, kuzum >> sol elimi başıma destek yaptım >> evet, öyle dinledim/ izledim >> karanlıktı, olsun >> :))) >> evet, senin yüzünden >> sadece 1 saat uyuyabildim >> I recorded something >> the sound of your heart, maybe >> yeah, exactly >> no crush whatsoever >> still in you, though >> hmm >> bakalım >> huysuz >> şahsımdan beter >> olsun >> "somut" kişilik >> "soyut" kişilik >> beter çelişki >> üstesinden gelinebilirlik >> 100% >> bkz. >> Wykka >> Na-jay-jay >> effing rock my world >> coffee over wine >> priceless indeed >> kalabalık >> if >> hold me >> close >> so that >> who knows >> I'll never drown >> feels like so >> might be missing you >> sleeping >> thinking >> feeling >> budur >> peki sonra? >> time needed >> not >> !!! >> where do we go now? >> sweet child >> man is the baby >> teddy bear PJ's >> converse or adidas? >> stylish or high-quality? >> eğlence >> sol kol >> tırnak izi >> too much detail >> not stoppable >> no unity >> incoherent even >> don't care at all >> be there >> and here >> everywhere, in short >> pointless texts >> late replies >> a little confusion >> all for teasing >> off-topic >> kk >> liking it >> ve >> sen >> done >> ,

and the countdown begins

Tuesday, February 20, 2007

Photobucket - Video and Image Hosting

Holy Bible & Shame & The Glamourous Bitch is back!!!

Photobucket - Video and Image Hosting

2. dakikadan "online deciphering" seanslarına başlandı bile, şimdilik sadece edinebildiğimiz resim üzerinden, sonrası obsessed, paranoid ve hatta schizoid düzlemlerde devam edecek!

resimdeki olası göndermelerin değerlendirmesini yaptıktan sonra şu yönde mantıksal çıkardım;

"it's only in your dreams that you could be the greatest ever, eat my pussy, bitches!", says the.she.




..changing like the seasons.

Monday, February 19, 2007

[hımm]
[mmhmm]

kuzum öyle bir zamanda çıka geldiniz ki, melek mi desem, -sizin tabirinizle- samanlıktaki iğne mi desem ne desem uymuyor bağlama. evet, right time, right place, right mood, right everything, budur. son günlerde başıma gelen en güzel şeysin, öyle de kalsın mümkünse. içelim (hem şarap hem vodka-martini), gülmekten yapışalım yerlere, kahvaltı edelim, her şeyi yapalım. bir elmanın iki yarısı olmayalım ama huzurlu olalım. hani aynı dalda durmaları yeter ya, öyle işte :)

bugünkü öğrenci işleri-mal öğrenci-bölüm üçlüsünde kendimi kaybedişim bile keyfimi bozmaya yetememiş onu farkettim, şahaneler şahanesi olmuş bünye, heheeyt!

daha önce de bu tip bir söylemde bulunmuştum ama boşa gitti, bu defa 89. hissim harekete geçti, tam zamanı olmalı; feriştahınız gelsin efendim, sevgiler!

hatta,

[..make Mr. Me Mr. You. .]

,

Inside a Bubble

Sunday, February 18, 2007

[..and just like ships we float through each other's lives, through the waters of beauty and grace.]

"black" ve "white" arasındaki kocaman yelpazede kendime yer edinememiş olmanın hıncıyla "tiny little" ve "great big" arasına sokulmaya çalışıyorum usulca. belki onlar da yetmeyecek, yeni arayışlar gerekecek her zaman olduğu gibi. durulmanın zamanıdır artık. suya batarken, burun deliklerimden çıkan birkaç baloncuğun ardında hayal meyal görebildiğim sen misin? bilincim yerindeyken net bir cevaba ihtiyacım var, sadece evet ya da hayır demen yeterli. cevabın evet ise, gelip kurtarmanı bekleyeceğim ruhumu donduran suya aldırmadan; hayır ise, giderek uzaklaşan baloncukların ardında hayal olarak kalıp kaybolacaksın bir süre sonra. baloncuklar yüzeye ulaştığında da bir parçam özgürlüğüne kavuşacak belki yeniden. patlayıp yokolmadan bir süre suda dursunlar öyle, yansıman da üzerlerinde. dibe ulaştığımda kapatacağım gözlerimi, sonrası önemli değil. o ana kadar bekle lütfen, ve..baloncuklarıma iyi bak!

,

High is the.he and the.rain

Wednesday, February 14, 2007

I don't know why
But,
I can't seem to find the right melody today
I can't make the words fit how I feel
I don't know
when was the last time that I slept the whole night through
And
when morning comes around I feel tired
I'm here and I AM here
,said nothing, I'm empty
And
it's raining..
.

Photobucket - Video and Image Hosting

,picture put up without permission. felt like i just had to, no wonder why!

Coincidence My Ass

Monday, February 12, 2007

pek ilginç tesadüfler üzerine kurgulanan gayet karman ve çorman bir ilişkiler silsilesinin tıkanıp kaldığı noktadayım. en azından benim tarafımdan öyle görünüyor, diğer(ler)i olayı çözüp peri masalı seviyesine lay-lay-lom vaziyette geçmiş bile olabilir(ler). fazla karma kalmadı elimde korkarım, dibine darı ekilecek neredeyse.

over-experienced ermiş kişi statüsüne ulaşmak gibi bir fantezim yok, herhangi bir haltın gurusu olmayı da hedeflemiyorum, amaçsız yaşamak ne kadar zor olabilir söyleyiniz kuzum! gelecek her saniyenin planını 5 (beş) dakika önceden yapmak ne karın ağrıtır, bilir misiniz? kabaca bir hesapla yapılan planların bünyeyi her defasında sittin adım geri götürdüğünü de belirtmek yerinde olacaktır. bu bağlamda durumu hiçbir yere bağlayamamaktan şikayet etmek ve hatta bir taraflarım (bkz. boğazım) yırtılana kadar bağırmak isterim.

Photobucket - Video and Image Hosting

"why can I not be that "happily ever after" person!?"

1.5+1+10+5+3 = 24+? & the million dollar question

Saturday, February 10, 2007

tam 1.5 (bir buçuk) yıldır beyin fonksiyonlarımın büyük bir kısmını sömürerek beni çileden çıkaran, uyku-huzur bırakmayan, bünyeyi resmi olarak derneğe üye olma kıvamına getiren, başlığı ortalama 1 (bir) satırı dolduran/ toplam 10 (on) kelimeden oluşan, 5. (beşinci) kelimeden sonra iki noktası bulunan, -en/ -an, -an/ -en, vs. vs. tezimin ilk 3 (üç) bölümü üzerimden geçirdiği son kamyonun ardından kontrol edilmek üzere danışmanımın e-posta gelen kutusunda yerini almıştır dün gece itibariyle.

Özet: dün gece tezimin ilk 3 (üç) bölümünü danışmanıma gönderdim, kontrol edip dönüt verecek, vereceği dönüte göre devamı getirilecek.

Farkettim ki hayatımdaki tüm saatler aslında teze göre ayarlanmış, koşar adım ilerleyen zamanla eş değer geçen günler ruhumu karartmış ve benzeri. "received last december" ifadesi de ilk defa karnıma ağrılar saplanmasına neden olmadı bugün, alışık değilim, neler olmuş bana!
procastinator ın önde gideni şahsım, "to the point" olma özelliğiyle övünmeye devam ediyor an itibariyle, lakin şu durumda ne kadar "to the point" olduğuma karar verecek mekanizma şahsım değil korkarım. ne olursa olsun sabahların kör diplerine kadar oturdum mu? evet. zavallı parmak uçlarım sızladı mı? evet. gözlerim pörtledi mi? evet. bir kaç saatlik uykuyla prostitution a..aman, substitution a gittim mi? evet. bu da yetmedi suyu çıkmış gap lerin bitmesini bekleyip harap ve bitap ders yaptım mı? evet.

peki yeterince huzurlu muyum? bilmem, kısmen, evet?.

Aklıma takıldı;

kulağa hoş gelen her tür müziği dinleyen insanlar, göze hoş gelen her kişiyle yatar mı?

and she sat still by the edge of the piano..

Thursday, February 08, 2007

all major credits to the voodoo-est girl,

Photobucket - Video and Image Hosting

anlamı büyük, bir süre en ön sayfada kalmalı kanımca.

,

+18

Tuesday, February 06, 2007

En karanlık gecenin 55 dakikası geçip gitti bile. En karanlık geceye de en karanlık gönderi yakışır mantığıyla hareketlenecek olursam uzun süredir boğazımdan koparmaya çalıştığım lanet yumrudan da kurtulabilirim belki?

[O kadar kolay olsa keşke..]

En sevdiğin şeyleri yap. En sevdiğin gömleği giy mesela ya da parfüm sür ya da traş ol, istemiyorsan olma (Ağın, 2007). Göstermelik şeylerin işe yaramadığını öğreneli çok oldu be kuzum. En fazla 10 dakika sürer etkisi, içeride başka bir şeyler var çözülmesi gereken. Evet, çözülmesi gereken, çünkü başka çıkar yolu yok korkarım. Alt kattaki tanımadığım, belki de hiç karşılaşmadığım adam çözememiş hiçbir şeyi. Bir tabanca, tek kurşun ve karanlığın ta kendisi. Bu gece biraz da o yüzden bu kadar karanlık belki de. Kızılay-Sıhhiye arası kadar olmalıydı üzüntü, fazlasını bünye kaldırmazdı, kaldıramadı da. Kimi kişiler uyurmuş böyle zamanlarda, bir formülü var mıdır bunun? Tamam, çay içmeyelim bundan sonra, ıhlamur en güzeli. Kahve de içmiyorum artık evde, sigarayı da azaltmasam bıraksam tamamen..içim de temizlenecek mi kısa sürede?

[Yine, o kadar kolay olsa keşke..]

Bugün sigara odasında huzura dair yaptığım tanımlama çok uzak görünmüyor bana ama tek gecelik sessizlik bile -hiç gereği yokken- çökertiyorsa ruhumu acil korunma önlemleri almak gerekir.

Yarın daha güzel olsun, keep on tryin'!

,

just a train of thoughts, maybe

Monday, February 05, 2007

hayatımın her santimetrekaresine 1 (bir) new post (yeni gönderi) düşer oldu. üzülüyorum sayfamı her açışta görmekten hoşlandığım resimli, cıvıl cıvıl (hı? nasıl yani?) eski gönderilerim bir arka sayfaya geçtiği için. sol taraftaki başlıklara tıklayıp (uzaktan, dokunmadan basıp) kendilerine ulaşmak ise gayet zor geliyor, belki de yüzlerini eskitmek istedikleri için uzaktan, dokunmadan engelliyorlardır beni?

olabilir,

her yeni gönderi hayatımda gerçekleştirdiğim inanılması güç değişiklikleri anlatır nitelikte değil tabii ki. bir kısmı can sıkıntısı, az birazı gecenin sabaha kaçan bir körü konuşacak ya da konuşma zahmetine girecek kimseyi bulamayışım, kalanlardan hatrı sayılır bir miktarı döneminde gerçekten önemli gibi görünen oluşları karşıdan görmek isteyişim ve sona ve de dona kalan kısmı da "evet, budur, yazılmalıdır" mantığıyla hareketlenişimdir aslında. son birkaç gönderi ise evet, neredeyse tamamen şahsi göndermelerden oluşup 2., 3., 4., 5. ... şahısların anlamasını/anlamaya çalışmasını/ve hatta/meraktan çatırdamasını gerektirmeyecek bilgilerden oluşa gelmektedir.
şu an neresinde olduğumu bilmediğim/umursamadığım bu gönderi de..bilmiyorum, ön sayfada yerini almak istiyor muhtemelen, ondan olsa gerek beni bu kadar zorlayışı. cümlelerim de deviriliyor artık, farkındayım. her şeyi bir sinyal olarak algılama eğiliminde debelenen bünye, bunu da olumlu yönde gerçekleşmekte olan bir değişim gibi görüyor olabilir, anlam çıkarmak/anlamlandırmak zor an itibariyle.

inference/reference ikilisini, bas/davul ikilisiyle ilişkilendirmeden virgül koymak yerinde olacaktır, şahsi gönderme yapmadım, yapacak olsam piyanoyu da ekler üçlerdim güzelce. hadi bak sayfanın en üstüne de kuruldun, bit artık?

,

İmla ve Tencere-Kapak Mükemmelliği Üzerine Bir Analiz

Sunday, February 04, 2007

Otu b*ku yazasım gelir, peki zamanı gelir de bu yazılanlar görülürse ne olur bilemiyorum. Göndermeler de hiç bariz değilmiş aslında -Vudukızım dediyse doğrudur- ama gönderme yaptığımı da açık ettim şimdi, şahane olsaymışım!

Madem başladık bir kere, devam etmeden olmaz, buyrunuz;

Uyulması gereken kuralları belirlesek önceden? Tabi bir de neyin kuralından bahis edildiğini belirtmek gerekir, "manyağın önde gideni nasıl olunur" problematiği ile ilişkili kurallardan bahis ediyorum efendim, rahatladınız mı?

Evet, dahi anlamına gelen de ler ayrı yazılacak, olmazsa olmaz. Sonra her şey nasıl yazılır bilinecek ki ondan daha önemli hiçbir şey var, lafın ağzını bir yere burnunu başka bir yere kaydırırsanız olmaz, ayıp! Sonra -detay ama önemli, renk katar söyleme- cümleleri virgül manyağı yapmak hoş olabilir arada, zira yazılı dilde yapılamayan vurguları gayet belirgin hale getirir kendileri, bakınız bir vurgu daha yaptım, güzel oldu (hı-hı).
A-aa bir de, kendisi soru eki olur, mi var. Kimi zaman olarak ta çıkabilmektedir karşımıza ama aslı mi dir, daha havalıdır, pek tabii yine ayrı yazılması gerekir (bkz. Aşık yız?).

Hadi yetsin bu kadar şimdilik, ve yine uyku yok..ne diyelim?
Windfall?
:P

Windfall

Saturday, February 03, 2007

#1. Ne damardan nağme isteyen kulaklar ne de birbirini kesen adi gözler umurumda olmadı bu gece. Düşündüğüm tek şey davulla basın uyumuydu sanki.

#2. Her adım, her kalp atışı ve alınan her nefes bu uyum gibi. Adımları yavaşlatan, kalbimi titreten, nefesimde eriyen kar taneleri de hiç duyulmayan şarkı sözleri.

#3. Düz yazının ritmi kaçırmama neden olmasından korkuyorum, bu yüzdendir parça parça yazışım.

#Son. Günler sonra aynı melodiyi hatırlayabilmeyi umuyorum. Ritm aynı kalacak ama sözler karışırsa bakınız kepazeliğe!

^Böyle de bozarım tüm blog ruhunu, budur işte, kafamı toparlayamıyorum. Her zaman akışkan olamaz ya insan dediğin..hele ki ben!

night,

Pretty Random

Thursday, February 01, 2007

Bu gece "decent one" olmaya hazır hissediyorum kendimi, yoksa...iple mi çekiyorum ne?
Hı-hı! Ta kendisi sayın DeSalvo, promiliniz falan makul değerlere düşmüş izlenimi yaratıyorsunuz. Dün geceyi videoya/kameraya kaydedip/alıp (suyunu da çıkarırım) youtube harikasına koysak emin olnunuz ki gelmiş geçmiş en çok izlenen, favorilenen, yorumlanan vs. video olurdu. Tüm kadroyu ayağa kalkıp hoplaya-zıplaya ve hatta evire-çevire ve kıvıra alkışlamak gerek, performans *mmmmm* şahane idi :)

Sen intro ol şimdilik, ben de gösterip yazmayayım. Na-jay-jay'in lacivert koltuğuna uzanayım biraz daha, belki bir sigara daha, 15-20 (onbeş-yirmi) dakikaya gelir zaten.

Canım çekerse ayrıntılar ve diğer şahanelerle dönerim gece, lakin daha önemli şahanelerde kaybolmuş olacak olma -czzzt cujzzzt- ihtimalim çok yüksek, bakalım..

later,